ERDEM Erdem; insanın tam bir ahlaki olgunluğa ulaşması demektir. Ahlaklı insan dediğimiz zaman genellikle ahlak kurallarına uygun bir hayat yaşayan insan aklımıza gelir, ama erdem sahibi insan ondan da ileridedir. Erdemli insan kendisinden beklenenin daha fazlasını verir, ahlak konusunda başkalarına hep örnek olur. Çok kimsenin ahlakı yasaklara uymak şeklinde kendini gösterir, erdemli insanın ahlakı böyle pasif değildir. O yapılması yakın olandan kaçınmakla beraber, yapılması gereken şeylere özellikle önem verir ve onlarla uğraşır. Ahlak ; erdemli insanın en önde gelen vasfıdır. Türk töresinde erdemlilik muhafaza altına alınmıştır. Şartlar ne olursa olsun kişi benliğinden asla taviz vermez.. Mutluluk kavramı sosyolojide kesin tanımı olmayan ve insanlara göre değişen bir haldir. İnsani mutlu yapan unsurlardan birinin ve belki en önemlilerinden birinin erdem olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.. Erdemli insan ;ahlaklı insan ve aynı zamanda da vicdanı rahat olan insan demektir. İnsani en fazla sıkıntıya düşüren olay ,suçluluk duygusudur…Özellikle kişi ahlaki olmayan bir iş yapmış ise vicdanen huzursuz olur…Bu huzursuzluk ömür boyu sürer …Bu durum da insani strese sokar ..Stres çağımızın en büyük hastalığı olduğunu bilim adamları özellikle vurguluyorlar…Stresten dolayı bir çok kişi hayatını erken yaşta kaybediyor… Toplum karşısında suçluluk psikolojisi hakim ise aile bireyleri, iş arkadaşları ve çevresinde huzur içinde olması mümkün değil insanın….. Bir başka konu şu; insan kendini haklı ve masum görmesi onu mutlu etmeye yeter mi…? Başkaları tarafından suçlanan ve ya kişinin yaptığı yasa dışı işlerden dolayı suçlu kabul edilen bir insan nasıl mutlu olabilir…? Bu soruya şöyle cevap verebiliriz…Sadece erdemli olmasından dolayı mahrumiyet içinde yaşayan insan sıkıntıları hiçbir zaman önemsemez.. Erdem dışı davranan bir insanın kusuru ona verdiği rahatsızlık kişiyi ölümüne kadar takip eder ki bu sıkıntı insana çok büyük zarar verir… Ahlak dışı yollardan servet ve şöhret sahibi olan kimselerin gizlice çektikleri derin sıkıntı ömürleri süresince devam eder…Bana göre en korkunç vaziyet bu duruma düşmektir…Son yıllarda bu tür suçlamalar ayyuka çıkmıştır.. Rüşvet, yolsuzluk, gibi ahlak dışı yollardan menfaat sağlayanların durumuna Allah kimseyi düşürmesin…Bir insanı düşünün gayri ahlaki davranışlarla suçlansın.. Bu kişinin yaşadığı sıkıntı yaşamının son bulmasına neden olabilr. Ülkemizde son yıllarda erdemli insanı bulmakta zorlanılıyor…Bizleri millet yapan değerlerimizin bir çoğunu maalesef kaybettik…Birbirimize karşı güven kalmadı.. Hiç kimse itibarlı ve erdemli insani değerlere sahip olmak için çalışmıyor…Her şeyin önünde şahsi çıkarlar yer aldı.. Kişinin menfaati yoksa bir başkasının elinden tutarak yere düşeni kaldırmayı unutan bir konuma gelindi….Komşuluk, akrabalık ,ülküdaşlık ilişkileri mazide kaldı. Üzülerek belirtmeliyim ki insani ve İslam’ı kıymetlerimiz yok oldu…Saygı ve sevgi kuralları unutuldu…Düşünün lütfen yıllarca aynı kişilere inanarak yola çıkanlar ,bu gün hayal kırıklığı yaşıyorlar…Çok güvendikleri, inandıkları, peşinde koştukları iki ayaklı yaratıkların erdemlilikten uzak olduklarını görüyorlar….””İnsanlık ölmüş galiba “””diye düşünmeleri normal değil mi….? Türk Milletinin; inançları gereği törelerine, gelenek ve göreneklerine ,milli ve manevi tüm değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir millet olduğunu biliyorduk.. En azından yıllarca okuduğum yüzlerce eserlerde milletimiz böyle anlatılıyordu.. Bu ahalinin bu duruma getirilmesinden elbette biz öğretmenler sorumlu oluğumuz doğrudur.. Ancak; eğitim sisteminin payının çok yüksek olduğunu söylemeliyim…Çocukların kişiliğine yönelik hiçbir şey yok, eğitim sisteminin içinde… Vahşi hayvanları ehlîleştirmek için kullanılan yöntemi ,insan eğitimi içinde kullanırsanız ya da tercih ederseniz elde edeceğiniz sonuç mevcut durumdan asla farklı olmaz…Bu sitemin sonucunda erdemli insan yetiştiremezsiniz.. Sonuç olarak diyorum ki bir an önce erdemli, faziletli, dürüst ve namuslu insan yetişmenin peşinde koşmalı yız… Ailede alınan yanlış bir eğitimi hiç-bir sistem düzeltemez. Bu gidişat ile millet olarak bir arada yaşama şansımız kalmayacaktır. Yrd.Doç.Dr.Ömer DOĞRU Aile Danışmanı & Iletisim Uzmanı |
774 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |