• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dogruterapimerkezi1
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905415447199
  • https://twitter.com/dogruterapi_mkz
  • https://www.instagram.com/dogruterapimerkezi/
  • https://www.youtube.com/watch?v=kRrNYTwi6Bk

Ömer Doğru

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

Site Haritası
Saat
Takvim
<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-2967709272430144"
     crossorigin="anonymous"></script>

Yanlış Eğitimin Arızalı Sonucu
Bazen çocuklarımızı eğitmek yerine onların yeteneklerini törpüliyerek onların başarılı ancak yeteneksiz birer birey olmasını sağlıyoruz.
Dersleri iyi ancak A sosyal ve mutsuz bireyler geliştirmekteyiz.
Çocuğa ders çalış demeyin
Ailelerin çocuğa 'kaç aldığı' yerine 'ne öğrendiği'ni sorması gerektiğini unutmayın , "5 alması önemli değil, ne öğrendiği önemli. Belki iyi öğrendi ama 3 aldı. Öğrenmeye teşvik etmek gerekiyor" 
Çocuğa ders çalış demeyin
Çocuklara sürekli "ders çalış" denilmemesi gerektiğinin altını çizerek, ders çalışmanın duygusal bir olay olduğunu ve çocuğun duygularına hitap edilmesi gerektiğini unutmayalım.
Çocuğun motivasyonunun uygun olması halinde ders çalıştığını akıldan çıkarmayalım.
"Örneğin 4 yaşında bir çocuk alışveriş için anne babasıyla gezerken, yorulur 'beni kucağına al' der. Aynı çocuk oyun oynarken yorulur mu? Oynarken saatlerce hoplar zıplar, 'beni kucağına al' demez çünkü oyun işi hoşuna gidiyor, onu motive ediyor. 
Çocuk ders çalışmıyorsa ders çalışmak onu motive etmiyor demektir. 
Anne-baba 'ders çalış' demek yerine, çocukla şunu görüşmeli, 'Çalışırken ne hissediyorsun?' Çocuk 20 dakika anlatsa dinleyeceğiz, iki cümle dinledikten sonra 'Evet ama' diye lafa girmeyeceğiz. Sadece ne hissettiğini anlatacak. 
Ummadığımız şeyler söyleyebilir. Anlatması bittiğinde anne-baba sadece şunu söyleyebilir: 'Bir zamanlar ben de matematik çalışırken zorlanıyordum.' Bu, kötü örnek olmaz. Bilakis iyi örnek olur. Çocuk, 'babam bir zamanlar matematikte zorlanıyormuş ama yine de başarmış, bu duruma gelmiş. Herhalde benim de önüm açık bende başaracağım' diye düşünür."
Konuşmanın üzerinden 2 hafta geçtikten sonra çocukla tekrar konuşulması ve anne-babanın, "sen çalışıp iyi bir yere giremeyeceksin, istediğin puanı alamayacaksın diye endişe ediyorum" duygusunu ifade etmesi gerektiğini belirterek, çocuğun bu durumda "endişe etme, çalışıp düzelteceğim" diyebileceğini aktardı.
Bir çocuğun hayatta hangi noktaya geleceğini sadece anne babanın gayretinin belirlemeyeceğini anlatan Dökmen, "Onun da iradesi var. Çocuğun sorumluluğunu yüzde 100 almak gerekmiyor. Çocuğun ders çalışması tamamen bizim sorumluluğumuz değil" dedi.
Çocuğun ders çalışmayı sevmesi için konuların cazip olması, okul müfredatının ilgisini çekecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Herkes çocuğuna sürekli 'ders çalış' diyor. Kimse örneğin bir pazar günü, 'Evladım kalkalı 2 saat oldu hala internete girmedin? Niye böyle ihmal ediyorsun?' demiyor. 'İnternete gir' demiyoruz, 'Niye çalış oğlum, çalış kızım' diyoruz? İnternet çocuğa cazip geliyor, dersler cazip gelmiyor demek ki"
"Evde kitap okuma geleneğinin olması gerekiyor"
 Anne-babanın okuma alışkanlığının da çocuğun ders çalışmayı sevmesi üzerinde etkili olduğuna dikkat edelim.
"Evde kitap okuma geleneğinin olması gerekiyor. Bir kitap okuma saati olmalı. Örneğin akşamları 15 dakika televizyon kapatılacak herkesin bir kitabı olacak, o saatte okunacak. 15 dakikayı 30-40 dakikaya da çıkarabiliriz. Anne-baba okudu diye çocuk hemen kitabını alıp gelmez ama biraz yaşı büyüdüğü zaman bunu fark edecektir. Anne-baba sigara içiyorsa yüksek ihtimalle çocuk da büyüyünce içiyor, içki içiyorsa içkiyi model alıyor, kitap okuyorsa kitap okumasını model alıyor. Anne-babanın bilgiye değer vermesi gerekiyor. Çocuğa 'kaç aldığı' yerine 'ne öğrendiği' sorulmalı. 5 alması önemli değil, ne öğrendiği önemli. Belki iyi öğrendi ama 3 aldı. Öğrenmeye teşvik etmek gerekiyor. Marifet iltifata tabidir. Çocuk, anne-baba tarafından iltifat görürse öğrenmeye devam ediyor. Çocuğun yaptığının önemli olduğunu vurgulayın. Anne-baba çocuğa yeteri kadar değer veriyorsa öğrendikleri karşısında heyecan duyuyorsa, o çocuğun öğrenme, çalışma ihtimali yüksektir."
Unutulmamalıdır çocuğun en öncelikli ve en büyük okulu ailedir.Ailenin bozduğu kişiliği hicbir eğitim kurumu düzeltemez.
Yrd.Doç.Dr.Ömer DOĞRU 
Aile Danışmanı & Iletişim Uzmanı
  
538 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam70
Toplam Ziyaret198510
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu

<script data-ad-client="ca-pub-2967709272430144" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>