• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dogruterapimerkezi1
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905415447199
  • https://twitter.com/dogruterapi_mkz
  • https://www.instagram.com/dogruterapimerkezi/
  • https://www.youtube.com/watch?v=kRrNYTwi6Bk

Ömer Doğru

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

Site Haritası
Saat
Takvim
<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-2967709272430144"
     crossorigin="anonymous"></script>

Empati ve Evlilik İlişkisi
Empati, bir insanın kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun düşüncelerini doğru olarak anlama, duygularını hissetme ve bu durumu ona anlatma sürecidir. Bugün üzerinde uzlaşılan bu tanım, Rogers’ın 70’li yıllarda ulaştığı empati tanımıdır (Dökmen, 1999). Diğer bir ifade ile empati, bir başkasının ayakkabılarını giyebilmek ve onlarla hissetmektir, ancak o kişiyle birlikte üzülmek yani sempati duymak değildir.
Empati içgörüyü içerir; birisine empati duyabilirseniz, o insanın niye öyle davrandığını daha iyi anlayabilirsiniz. Empati otomatik bir tepki değildir, zihinsel ve duygusaldır. Diğer bir insanı anlamak için sabır ve gerçekten istemek gerekmektedir (Donahue, 1997).
Empatinin varlığının tutum ve davranışlar üzerinde yararlı, yokluğunun ise olumsuz etkileri vardır. Empatinin yardım davranışını arttırdığı da belirlenmiştir (Batson ve ark., 1997; Dökmen, 1994). Stephan ve Finlay’e (1999) göre, empati olumlu sosyal davranışa yol açarken, empatinin yokluğu anti sosyal davranışlara neden olmaktadır.
Empatik anlayış her zaman kişilerarası alan içinde oluşur. Kişilerarası etkileşim her iki yönde bilgi ve duyguların akışını içerir, bu da karşılıklı geribildirim süreçlerini güçlendirip, anlayışı arttırır (Starcevic ve Piontek 1997). Shamasundar’a (1999) göre, empati bireyin diğerini anlamasına yardım eder. İki empatik birey dili fazla kullanmadan, birbirini kolayca ve etkili bir şekilde anlayabilir. Empati karşılıklı olarak, diğerinin duygu durumuna açık olmaya hazır oluş ve kişilerarası ilişkideki ‘çok yakın olma’ (intimacy) ile bağlantılıdır. Rampage’ye (1994) göre, çok yakın olma; eşler arası eşitlik, karşılıklı yaşantılara empati kurma, anlam ve eylem işbirliğini istemeye dayalıdır. Sosyal açıdan çok yakın ilişki adını alan söz konusu ilişki, kısmen terapi ilişkisini de anlamlı ve yararlı kılmaktadır (Shamasundar, 1999). Giblin’e (1996) göre ise, empati evlilik ve aile terapisinin kalbinde yer alır, kısaca etkili terapi için empati çok önemlidir.
Giblin’in (1996) aktardığına göre Mc Carthy (1992) empatiyi duyuş, biliş, imge, beceriye dayalı, yaşama karşı tutum veya eğilim gibi farklı öğelere ayırmaktadır. Pitchers’a (1999) göre, empati bilişsel ve duyuşsal öğeleri içermekte ve davranışsal tepki ile ifade edilmektedir. Bilişsel empati, zihinsel olarak diğer kişinin bakış açısıyla bakma (perspective), onun rolünü alma ya da diğerinin yerinde kendini imgeleme anlamını taşır (Giblin, 1996; Gladstein, 1983). Duyuşsal (affective) empati, diğer kişinin duygusuna aynı duygu ile karşılık vermektir (Gladstein, 1983). Pitchers (1994) empatiyi, ‘bilişsel olarak diğerinin bakış açısını algılayıp, içindeki duyuşsal uyarılmayı tanımak ve bu algılarla artan güdülenme üzerine merhametli (compassionate) davranışsal tepkileri oluşturmaktır’ şeklinde özetlemiştir. Davranışsal tepki vermenin iki yolu vardır. Bunlar; yüzümüzü, bedenimizi kullanmak ve sözlü olarak karşımızdakini anladığımızı ifade etmektir (Dökmen, 1999). Miller’a (2000) göre, zihinsel anlayıştan merhametli eyleme geçiş, ne çok az ne de çok fazla olmayıp, uygun dozda olmalıdır.
Evlilik uyumu ve olaylara eşin bakış açısıyla bakma arası ilişkiyi inceleyen araştırmalar vardır. Franzoi ve arkadaşları (1985) eşlerle çalışmış ve olaylara eşin bakış açısıyla bakmanın evlilikte yaşanan gerilimi azaltmada yardımcı olduğunu görmüşlerdir. Davis ve Oathout (1987), 264 romantik çift ile çalışmış ve olaylara eşin bakış açısıyla bakmanın eş doyumunu etkileyen çeşitli davranışların güçlü yordayıcısı olduğunu ortaya koymuşlardır. Long ve Andrews (1990) ise, bu durumun evlilik uyumunu anlamlı olarak yordadığını belirlemişlerdir. Ayrıca, evli kadınlar, hem kocaları hem de kendileri tarafından daha iyi rol alıcı olarak algılanmışlardır.
Karlsberg ve Karlsberg (1 994) yaptıkları araştırmada, yakın ilişki ve duygulanım arasındaki bağın karşılıklı empati ile arttığını ve bunun duygusal açılımı başlattığını gözlemişlerdir. Olumsuz duyuşsal ifadenin, özellikle evlilik öncesi ilişkilerde yaşanan doyumla negatif yönde ilişkili olduğu da Smith ve arkadaşları (1990) tarafından belirlenmiştir. Uzunöz’e (1988) göre, çeşitli ileti düzeyleri arasındaki tutarsızlıklar arttıkça, kişilerarası ilişkilerde sorunların çıkması kaçınılmaz hale gelmektedir.
USA Today Magazine (April,2000), empatinin insanların bağışlama ve unutmasına yardımcı olduğuna ilişkin sonuçlar elde eden çalışmalara yer vermiştir. Makalede, doyumun yüksek olduğu evliliklerde, karşılıklı olarak incinme durumunda, özrün ardından, kırıcı olan eşin bağışlandığı ve bağışlamayı sağlayan şeyin ise empati olduğu vurgulanmaktadır. Everett’e (1998) göre, kîşilerarası bağışlama bağlamındaki bağışlama süreçleri – empati, alçakgönüllülük ve bağlanma- çiftler arasında da vuku bulmaktadır.
Stephan ve Finlay’a (1999) göre, empati eğitimle arttırılabilir. Long ve Angera (1999), romantik ilişki yaşayan 48 çifte on saatlik empati eğitimi vermişler ve altıncı ayın sonunda empatideki olumlu değişimin, ilişkiden alınan doyumla olan pozitif ilişkisini ortaya koymuşlardır.
Son yıllarda empati araştırmalarının sayısı azalmıştır. Duan ve Hill’in (1996) eleştirisine göre, bu durumun altında yatan neden, Gladstein’ın (1983) yayınladığı derlemede, empatinin terapötik işlevine yer verip diğer faktörlere dayanan çalışmaları desteklememesi yatmaktadır; ayrıca ilgili derlemede gelecekte yapılacak çalışmalara başarılı öneriler getirilememiştir. Duan ve Hill yeni empati çalışmalarına ihtiyaç olduğuna, örneğin kültürün empatik deneyimler üzerindeki rolünün ihmal edilmiş bir alan olduğuna değinmişlerdir.
Empati için durum böyleyken, literatürde evlilik doyumu üzerine pek çok çalışmaya rastlanmaktadır .
 Ülkemizdeki çalışmalar incelendiğinde ayrı ayrı evlilik uyumu (örn. Tutarel-Kışlak, 1997; Yıldırım, 1992; A.Binici, 2000; Fışıloğlu, 1992; Yılmaz, 2001) ve empati (örn. Dökmen, 1987; 1988; 1990; Pişkin, 1989; Ataşalar, 1996; Aydın, 1996; Alver, 1998; Eroğlu, 1995; Akçalı, 1991) üzerine yapılan çeşitli çalışmalara rastlanmaktadır. Ceyhan (1993) ise, ana-babaların empatik eğilim düzeylerini araştırmış ve annelerin empatik eğilim düzeylerini daha yüksek bulmuştur. Bayram ve arkadaşları (1995) çalışmalarında, erkekler ve kadınlar arasında empati düzeyi açısından fark olup olmadığını araştırmış ve cinsiyet açısından anlamlı bir fark elde edememişlerdir.
Eşlerle çalışan Zubaroğlu (1996), çocuklu eşlerin iletişim biçimleri ve çatışmaları üzerine yaptığı araştırmasında çatışmayı çözen eşlerin, iletişimlerinde eşlerinin bakış açısını göz önünde bulundurabildiklerini belirlemiştir.
Evlilik;beraber yaşayabileceğiniz birini bulmak değil, beraber yaşlanabileceğine inandığın birini bulduğunda yaptığın gönül sözleşmesidir.Bunun reçetesi de uyum empati ve hoşgörüdür.
Yrd.Doç.Dr.Ömer DOĞRU
Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı
 
  
1101 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam60
Toplam Ziyaret196550
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339
Hava Durumu

<script data-ad-client="ca-pub-2967709272430144" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>