• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dogruterapimerkezi1
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905415447199
  • https://twitter.com/dogruterapi_mkz
  • https://www.instagram.com/dogruterapimerkezi/
  • https://www.youtube.com/watch?v=kRrNYTwi6Bk

Ömer Doğru

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

Site Haritası
Saat
Takvim
<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-2967709272430144"
     crossorigin="anonymous"></script>

Yaşama Pozitif Bakmak

Surat asmayı, kaşlarımızı çatmayı, bağırıp çağırmayı, stres yapmayı, ön yargılı olmayı, hüzünlenmeyi, eleştirmeyi, hep kötü ihtimalleri beklemeyi alışkanlık haline getirmişiz, iyimserlikleri rafa kaldırmış, dolaplara saklamışız...

Asık suratla yaşamayı tercih ediyoruz, basit bir gülümsemeyi kendimize ve çevremizdekilere çok görüyoruz...

Geçmişle ilgili olarak, aklımıza hep yaşanan kötü şeyleri getiriyoruz... Yaşanan güzellikler nedense aklımıza pek gelmiyor.....
Olumsuzluk üretilen meclisleri terk edip kalkmak yerine, orada oturup onları dinlemeyi tercih ediyoruz...
Hep oturuyoruz...
Hep daracık evlere ve ofislere sıkışmış kalmışız.
Tatil gününde AVM lere gidiyoruz. Aklımıza doğaya çıkmak, bir akşam yürüyüşü yapmak nedense pek gelmiyor.

Birilerinin evine gittiğimizde kendi evimizle onun evini karşılaştırıyoruz.
Ne güzel bak gezmeye gelmişsin, anın tadını çıkarıp stresini atsana... Hayır... Kendi evimizdeki eksiklikler kafamıza takılıyor... Evimizdeki FAZLALIKLARI nedense kafaya takmıyoruz... 🤔

Kendimizi çoğu zaman salıveriyoruz, kendimize bakmıyoruz... Daha sonra aynanın karşısına geçip yaşlanıyorum, kilo aldım, çirkinim diyoruz...

Birkaç kişi bir araya geldiğimizde, her şeyin çok güzel olduğunu söyleyen birine rastlamıyoruz... Herkes, hayat denizinde nasıl boğulduğunu anlatıyor. Ruhları dinlendiren bir konuşma yapmıyoruz.
Paramız yok, geçimimizi zor sağlıyoruz, hepimiz hastayız, kayınvalidem bana neler çektiriyor, hayat zor, çocukların dersleri kötü, eşimle kavga halindeyiz. vs...

Evimiz yok diye sızlanıp, başımızı sokabileceğimiz bir ev istiyoruz, sahip olunca daha geniş bir evim olsaydı diyoruz..

İnsanları affetmek yerine cezalandırmayı tercih ediyoruz. Kusurlarıyla sevemiyoruz herkesi.
Eleştirmeye bayılıyoruz.. TV seyrederken bile ''bunu hiç sevmem, şuna sinir oluyorum'' diye söylenmeden duramıyoruz..

Komşumuza rahatlayalım diye gezmeye gidiyoruz. Yeni aldıkları plazma televizyonu görünce içten içe rahatsız oluyoruz. Gezme boyunca onu kafaya takıyoruz, bizim niye yok diye. Rahatlayalım diye gittiğimiz gezmeden iyice rahatsız olup evimize dönüyoruz...

Basit bir hastalığa yakalanıyoruz, hayata lanet okuyoruz. Niye ben diye sızlanıyoruz.. Bizlerden daha kötü, iyileşme umudu olmayan hastalar ve hastalıklar var, onları düşünüp halimize şükretmiyoruz...

Birisinin bir hareketini hemen üstümüze almaya hazırız, onunla kavga etmeye, ona küsmeye onu kırmaya programlanmışız sanki.....En ufak tartışmaları, davranışları kafaya takıyoruz ve günlerce onu düşünüyoruz, olaylardan çabuk kurtulmayı beceremiyoruz veya becermek istemiyoruz...

Hayatı hatasız yaşamak istiyoruz... Hayatı hep sağlıklı geçirilecek bir olgu olarak düşünüyoruz... Mükemmeliyetçi olarak yaşamanın daha iyi olduğunu zannediyoruz. Yine bu adam pijamasını kaldırmamış, yine çoraplar ortada, bu perdenin ucu niye eğri duruyor, bir hafta sonra günüm var şimdiden temizliğe başlayayım, baharda yaklaşıyor en az bir hafta evi temizlemem lazım, sehpanın örtüsü azıcık kıvrılmış onu düzeltmem lazım, mutfakta iki kirli bardak kalmış kalkıp onları yıkayayım, yarın ne yemek yapacağım, diş macununun kapağı niye kapatılmıyor, kâğıt havlu böylemi koparılır... ve kafaya taktığımız daha nice teferruatlar...

Komşumuzla, ailemizle birlikte bir araya geldiğimizde hep ağlatan programlar seyredip, dizilerdeki karakterler için üzülüyoruz... daha neşeli, insanı motive eden, eğlendiren, güldüren programları seyretmiyoruz... nedense hüzünden, melankoliden hoşlanıyoruz..

Çocuklarımıza iyi bir eğitim veremediğimizi, onlarla yeterince ilgilenemediğimizi, onlara her istediğini alamadığımızı düşünüp hayıflanıyoruz. Çocuk yuvalarında annesiz ve babasız, bakıcıların elinde büyüyen bebek ve çocukların hallerini düşünmüyoruz...

Aslında mutlu olmamız için o kadar çok şey var ki.
Yeterki beynimizi lüzumsuz kaygı ve streslerden uzak tutalım hayatımızda var olan güzellikleri görebilelim. Fark edelim 

Yrd.Doç.Dr.Ömer DOĞRU

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

  
684 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam39
Toplam Ziyaret198381
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.477332.6074
Euro34.596434.7351
Hava Durumu

<script data-ad-client="ca-pub-2967709272430144" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>