MUTLULUĞUN SIRRI Mutluluğa giden bir yol yoktur mutluluğun kendisi bir yoldur ve onu sen inşa edeceksin. Bazen fırsatlarını değerlendireceksin, bazen sevinçlerini basamak yapacaksın, bazen korkularının sana gösterdiği ışığı takip edeceksin ve bazen de her şeyi akışına bırakacaksın. Yani hayatın bir gemi ve dümeni sendedir. Fırtınayı da açık havayı da sen yöneteceksin. Bir zamanlar bir ülkede büyük, şatafatlı bir sarayda çok meşhur bir bilge yaşarmış. Herkes üstesinden gelemediği sorunların çözümünde onun yardımına başvururmuş. Bilge çok tecrübeli, bilgili ve insanlara yardım etmeyi çok seven bir insanmış. Günün birinde bir genç gelmiş saraya. Bilge ile görüşmek istediğini, ona soracağı çok önemli bir soru olduğunu söylemiş. Kendisinden önce gelen insanları bir süre bekledikten sonra alınmış huzura. O çok meşhur bilge insan bütün heybetiyle karşısındadır artık. Saygıyla selamlamış önce, sonra titrek bir sesle sormuş; -“Bana mutluluğun sırrını anlatabilir misiniz?” Bilge dikkatle süzmüş adamı. Ayrıca ona bir kaşık vermiş ve içine de iki damla yağ damlatmış. “Sarayı gezerken bu kaşık da yanında olacak, ama dikkat et sakın içindeki yağı dökme” demiş. İki saat sonra dönmek üzere ayrılmış adam. Saray inanılmaz derecede güzelmiş, fakat adam kaşıktaki yağı dökmemek için hep kaşığına bakarak yürüyormuş. Dolayısıyla saray gezintisinden fazla bir keyif alamamış. Hiç bir ayrıntıya dikkat edememiş. Zaman dolunca tekrar çıkmış bilge adamın huzuruna. Yüzünde bir tebessüm ve içinde yağı dökmemiş olmanın verdiği rahatlıkla "Bakın efendim yağı dökmeden döndüm" demiş. Bilge gülümseyerek sormuş "Anlat bakalım nasıl buldun sarayımı?" adam birden afallamış, yağa dikkat etmekten sarayı unutmuş hiçbir şeye dikkat etmemiş. Bilge adam durumu anlamış ve ona tekrar giderek her yere iyice bakmasını söylemiş. Adam elinde kaşığı tekrar çıkmış sarayı gezmeye... Bu sefer her şeye daha dikkatli bakmış. Hayatında görmediği güzelliklere şahit olmuş. Kolonlar, işlemeler, altın yaldızlar, mücevherler, parşömenler, kütüphanedeki el yazması eserler ve işlemeli kapakları, birbirinden güzel süs eşyaları... Her şey mükemmelmiş. İki saat sonra saraya hayran kalmış olarak dönmüş bilgenin huzuruna. Daha sonra bilgenin gülümsediğini fark etmiş. Kısa bir sessizliğin ardından elindeki kaşığa baktığını fark etmiş... Bir de baksın ki ne görsün. Kaşıktaki yağ tamamen dökülmüş. Etrafa bakmakta onu tamamen unutmuş. Mahcup gözlerle bakmış bilge adamın yüzüne. -”Mutluluğun sırrını merak ediyordun. Söyleyeyim; "Mutluluğun sırrı dünyadaki bütün güzellikleri yaşamak fakat kaşığındaki iki damla yağı da dökmemektir." Yani sahip olduklarının farkına varıp kıymet bilmek ve ‘’ Ne insanda kusur aramak ne de kusurlu insan aramaktır senin derdin. Senin yolun kendine değer verip herşeyden güzellik çıkarabilme yeteneğidir. Yrd.Doç.Dr.Ömer DOĞRU Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı
|
733 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |