• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dogruterapimerkezi1
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905415447199
  • https://twitter.com/dogruterapi_mkz
  • https://www.instagram.com/dogruterapimerkezi/
  • https://www.youtube.com/watch?v=kRrNYTwi6Bk

Ömer Doğru

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

Site Haritası
Saat
Takvim
<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-2967709272430144"
     crossorigin="anonymous"></script>

ÇUKLARIMIZ VE ÖZEL ALAN EĞİTİMİ
Günümüz insanının en büyük ve çetin eğitimi çocuk sahibi olup bunları sağlıklı bir birey, mutlu bir insan ve gelişmeye açık bir vatandaş olarak hayata hazırlamaktır. Burada önemli olan çocuğa hayatı hazırlamak değil onu hayata hazırlamak ve bu keşmekeş içinde doğruyu, eğriyi ve gerçeği, yalanı ayırt edecek bir farkındalık eğitimine sahip olmasını sağlamaktır. Bunun için öncelikle bizim doğru bir insan olmamız ve bir çocuk dünyaya getirebilecek tihniyete sahip olmamız gerekir bu da ciddi psikolojik test ve kontrollerle olmalıdır.Ruh sağlığı yerinde olmayan ahlak anlayışı sapkın ve istismara açık ruhların çocuk sahibi olması doğru değildir ve bu durumda devletin bu tür sapkın insanların sahip olduğu çocukları onların insafına bırakmadan takibini ve koruma mekanizmalarını geliştirmelidir. Maalesef bu bizim ülkemizde çok da önem atfedilen bir durum değildi. Bir çok örneğinde olduğu gibi devlet kurumlarıyla maalesef bu konuda çok ağır ve hantal kalmakta hem çocuğa hem de kadına karşı lakayt kalmaktadır (hangimiz dayak yemedik veya kocandır döver de sever de gibi ilkel kanaatler yerleşmiştir toplumun tüm katmanlarına). Şiddet gören kadını karakolda barıştırıp şiddet uygulayan yaratığın insafına terkedip eve göndermek, kadın cinayeti işleyen bir yaratığın sırf granat taktı diye iyi hal indiriminden yararlandırmak veya istismar şüphesi olan çocuğu yine o iğrenç ortama gönderecek kadar çok kötü ve yanlış uygulamalara sahne olmaktadır Ülkemiz. Bu işin şüphesi bile bu çocuklarımızın psikolojik yapısında onarılmaz yaralar açmaktadır bu konuda çok hassas davranılmalıdır. Bu hastalıklı yapıları bir kenara bırakarak sağlıklı ailelerin çocuklarına nasıl davranması gerektiği konusunu ele alacağız.
Çocuklarımızı yontmak, düzeltmek ve kendimize benzetmek değil esas. Esas olan davranışlarınızla örnek, sozlerimizle rehber ve anlayışımızla rol model olmalıyız Toplumumuzda çocukların gelişimi ve eğitimi konusunda yeteri kadar özen gösterilmediği ve teknolojik imkankanların gelişmesiyle öz güven ve mahrem alan kavramının yeterince kavratılmadığı görülmektedir Çocukların kendisine karşı yapılabilecek davranışları ayırt etmeye ve sakıncalı olanlara karşı koruması için verilecek eğitimlerin çok erken yaşta başlaması gerekmektedir. Bilinç ve özgüvenin ,temkin ve özgürlüğün dengesinin iyi korunması ve Farkındalık oluşturulması sağlanmalıdır.
İlk olarak ebeveynler çocukların ben sınırlarına özen göstermeli. Özellikle 3 yaşından sonra izin alınarak öpülmesi, eşya ve oyuncakları için izin istenmesi, odasına girerken kapısının çalınması çocuklara ben sınırlarının öğretilmesi açısından oldukça önemlidir.
3 yaşından sonra giyinirken, soyunurken, tuvalette ve banyodayken çocuğunuzun izin almasını sağlayın ki sizin de ben sınırlarınız olduğunu öğrensin.
Toplumumuzda çokça gözlenen ısırarak sevmeye asla izin verilememeli. Küçük yaşlarda ısırılarak sevilen çocuklar tacize tepki vermekte zorlanmaktadır. Çünkü çocuklar bunu sevmenin bir türü olarak algılamaktadır.
Yabancıların dokunmalarına izin verilmemeli. Sokakta, çarşıda, alışveriş merkezlerinde tanımadığımız kişiler küçük yaştaki çocukları sevmek amaçlı dokunma eğilimindeler. Toplumumuzda çok karşılaştığımız bu durum maalesef birçok aileye göre normal sayılmaktadır. Böyle durumlarda dokunmanın yasak olduğunu söyleyin ki çocuk da bunun normal bir davranış olmadığını öğrensin.
Şiddete maruz kalan çocuklar korkmayı ve aynı zamanda tepki vermemeyi öğreniyorlar. Bu yüzden çocuklara asla şiddet uygulanmamalı.Kim olursa olsun ben sınırına müdahale eden kişilere tepki vermesi gerektiğini öğretin.
Tanımadığı kişilerin hediye ya da yiyeceklerini kabul etmemesi gerektiğini mutlaka öğretin.
Servisle okula giden çocukların iniş ve biniş mesafelerinin eve ve okula çok yakın olmasına dikkat edin.
Çocuklarınız sokağa veya parka giderken kontrolünü sağlayın ve sınırlarını korumasına dikkat edin. Arkadaşa , akraba ve büyük insanlarla mesafesini korumasını öğretin.
5-6 yaşlarından itibaren çocukları korkutmadan bilinçlendirmeye özen göstererek kaçırmalara ve istismara karşı tepki koymasını ve bilinçlenmesini sağlayıcı eğitimler verin.
Çocuklar ve Sınırlar
Çocukların sağlıklı sınırlara sahip olmasını istiyorsanız bu kurallara dikkat etmemiz gerekir.
1) Sınır sorunları olsun istemiyorsanız ansızın ve izinsiz dokunmayın ve dudaklarından öpmeyin,
2) Garson amca kızar şimdi, bak teyze kızacak şimdi diye herkes sana kızabilir bağırabilir imajı yaratmayın
3) Kalabalık araçlarda otur teyzenin kucağına, sıkış amcanın yanına diyerek yabancılar ile arasında bağı kuvvetlendirmeyin
4) Akraba dahi olsa çocuğunuzu kimse ile tuvalete yollamayın.Mahremini başkasına açarsanız sınırlar kaybolur.
5) Kendini öptürmek istemiyor ise "öpsün bir kere" demeyin ona kızmayın.İlerde tepki koyacak alan bırakın.
6) Utana sıkıla modern olma adına çocuğunuz ile banyo yapmaya çalışmayın. Mahremine saygı duyun
7)Vücuduna o istemedikçe kimse dokunamaz bunu ona öğretin
Yol boş diye kırmızı ışıkta çocuğunuz yanında karşıdan karşıya geçmeyin, Yol boş diye üst geçit yerine trafiğin arasından karşıdan karşıya geçmeyin
9) Çocuklar gözleriyle terbiye alır,doğru konuşun tutarlı olun ve özür dilemeyi öğrenin.
10) Sigara alkol kullanıp ona zararlarını anlatmayın inanmazlar ve taklit ederler sizi (inandırıcılığınız ölüyor)
11) Kitap , dergi, gazete okumuyor iseniz çocuğunuz okumuyor diye onu aşağılamayın.
12) Sen yapamazsın demeyin, denemek ister misin diye sorun...Teşvik edin baskı uygulamayın.
13) Anne- baba olun arkadaş değil...Çocuk olarak onu anlayın çocuklaşmayın.Dinle-Anla-Tanı ve Paylaş
14) Cıssssss demeyin, ona olabilecek zararı anlatın. Anlayacağı cümleler ile bilimsel gerçekler ile değil
15) Göz teması kurun.Kin ve nefretle değil kırgınlık ve kızgınlıkla bakın ve ona bunu öğretin
16) Bolca sarılın kıymetli zaman geçirin. (Sizden,ihtiyacı olan sevgiyi alan çocuk dışarıya daha az yönelecektir)
17) Aşağılamayın, yargılamayın, utandırmayın ve asla kıyaslamayın (unutmayın her çocuk özeldir. Tek`dir.)
18) Korkutarak değil açıklayarak öğretici olun.
19) Sorduğu kadarına yanıt verin destan yazmayın.Genel değil konu ve durumu açıklayın.
20) Çocuğunuzu etiketlemeyin, olumlu-olumsuz etiketler baskı yaratır. ona isim takmayın, el şakası yapmayın ...
Çocuk Neden Yetersizlik Duygusunu Yaşar
Kendine güvenmeyen, başarılı olacağına inanmayan çocukların yetersizlik duygusu yaşıyor olabileceğini vurgulayan “Ben bu konuyu öğrenemem, ben bu işi yapamam, kendime güvenmiyorum, ya arkadaşlarım eleştirirse, ya annem-babam beğenmezse…” cümlelerini sık sık duyuyorsanız çocuğunuz büyük olasılıkla yetersizlik duygusu yaşıyordur. Yetersizlik kaygısının yaşanması genel anlamda güven duygusuyla ilişkilidir. Bu duyguları yaşayan ve bu şekilde düşünen çocukları incelediğimizde en çok karşılaştığımız nedenler şunlardır;
1. Korkular
2. Gece korkuları
3. Okul korkusu
4. Kekemelik
5. Tikler
6. Yatağını ıslatma (enürezis)
7. Dışkı kaçırma (enkoprezis)
8. Davranış bozuklukları,tırnak yeme,altına kaçırma,gereksiz titremeler
9. Yalan söyleme
10. Saldırganlık,içine kapanma,göz teması kuramama
11. Dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik (hiperaktivite )
12. Aşırı kilo sorunu
Anne babalar yemeği ödül veya ceza olarak kullanırlar. Bu çok yanlış bir uygulamadır. Anne babalar çocuğun fazla yemesinden dolayı duydukları endişeyi çocuğa hissettirmemelidirler. Bu, çocuğu psikolojik olarak etkileyebilir. Şişman çocuklar arkadaşlarının alaylarına hedef olurlar. Çocuk bu yüzden psikolojik olarak olumsuz etkilenebilir.
Unutmayın çocuklar kulaklarıyla değil gözleriyle terbiye alırlar. Ve onlar sorun üretmezler. Anne bana ve toplumun ürettiği sorunun sonucunu yansıttılar. Ve unutmayın ne biçmek istiyorsanız onu ekmeye gayret edin. Onlara İnanın, örnek olun ve teşvik edin güvendiğinizi hem söyleyin hem de hissettirin .Bırakın yanlışın, yanlış yapsın ama çözsün kendi becerisiyle...
Yrd. Doç. Dr. Ömer DOĞRU
Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı
  
537 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam1
Toplam Ziyaret198343
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu

<script data-ad-client="ca-pub-2967709272430144" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>