Aşka Dair ![]() Aşka Dair Özlem ve ayrılık acısıyla İçin için ağlayan bir yörük kızına sormuşlar aşk nedir diye, Gözleri çakmak çakmak bakışları uzakların yelesine takılmış kız usulca fısıldamış: Siz hiç, karın boşluğunuza yumruk yediniz mi? Kabuk bağlayan yaranıza tuz basıldı mı hiç,Ağlamanın yasak iç çekmenin ayıp ve kaçmanın imkansız olduğu bir dehlizdir aşk. Unutmanın yok olmak,sabretmenin boğulmak, iç çekmenin isyan olduğu bir duygunun adıdır aşk.Yaranın yarin, yarinin yara olduğu yüreğinde inceden sızan bir özlem akıntısıdır sonsuza. Kimseye anlatamadığın sebep aramadığın,hesap sormadığın ve kendinle boğuşmaktan bitkin düştüğünde kanayan yaranın acısını sevebilmektir aşk.Üzülmektir,özlemektir,kavuşamamaktır Aşk acı çekmektir, lakin..Aşk, insanoğlunun yaradılışından itibaren sahip olduğu en temel tutkusu, giderek bir hastalığı. Yüreği, ötekinin yüreğinde attıran, onsuz yaşanılamayacak hissini beynimize zerk eden hayli etkili bir virüs adeta. Aristo, "Aşk acı çekmektir, lakin aşksızlık da ölmek demektir" derken bu benzersiz tutkunun insanı yönettiğini ve hem mutluluğu hem de acıyı yaşattığını söylemek istemiş muhtemelen. Lakin aşksızlığın da onu susuz bırakıp giderek solan bir canlıya dönüştürdüğünü söylemeye de çalışmış...Aşk hayal olsa bile, hayat için elzemdir. Çünkü aşksız hayat zaten hayaldir. "Üzgün olduğum zaman, kışın güneşi düşündüğüm gibi seni düşünüyorum. Mutlu olduğum zaman da yakıcı güneşin altında gölgeliği düşünür gibi yine seni düşünüyorum sevgilim. Hem genç bir çocuk suratın, hem de bir anne kadar bilge yüzün var. Seni bütün bu aşklarla seviyorum..."Victor Hugo'nun sevgilisi Juliette Dronet'ye yazdığı aşk mektubundan Lakin, aşk acısını ölümüne yaşamış Nietzsche şöyle tarif edecekti "İnsan kendisini sevdiği için başkasına âşık olmuştur. Sevgilisinin varlığı ile mutlu olduğu için sevmiştir onu..." Aşk Yalnızlık Korkusu Mu İşte bu çetrefilli noktada insanın boğazına yumruk gibi takılan bir soru . "Aşk yalnızlık korkusu mu yoksa insanın diğerinin içinde yaşama arzusu mu?"... Çiftleri, post modern Batı hayatında yaşlılığın verdiği güçsüzlüğün, yıpranmanın ve acımasız dış dünyanın ağırlığı altında eve kapanmayı yeğlemiş, entelektüel ve birbirlerine deli gibi aşık olduğu görülen bir karı-koca. 'Dış tehlike'lere karşı evlerini adeta bir kaleye dönüştüren, yakınlarını bile sığınaklarına kabul etmeyen insanların yaşamış olduğu aykırı ama özel bir durumdur. Gerçek aşkın hislerden ve sözlerden öte davranışlarla alakalı olduğunu, erkeğin hayatını her anlamda eşine adadığını göstererek varlığını his ettirip farkındalığı dorukta yaşayabileceği bir tutkulu inat halidir aşk. Acı çeken bir insana aşık olmakla yapılan bir sınavdır aşk.Yoksa normal ve ferah zamanda herkes güzel bir teni yahut farklı bir adamı sevebilir.. Aşk nereye kadar gidebilecektir? Ölüm, aşkı; aşk, ölümü ne kadar etkiler? Yoksa yalnızlık korkusunun verdiği bilinçaltı bir refleks midir aşk? İnsan sevdiği ve değer verdiği birinin kendinden önce ölmesini yalnızlığa atılan bir çığlık gibi mi görür. Yusuf Hayaloğlunun bir şiirinde ölen arkadaşının arkasında ağıt yaparken dediği bir mısra çok çarpıcı ‘’Peki sen de düşüp gittin Azrailin Peşine. Beni Bu dünyada senin anladığın kadar kim anlayacak.’’ Dediği gibi insanın aşkta ,arkadaşlıkta dostlukta aradığı en önemli şey Doğru Anlaşılmak mı ? Hele Doğu Karadeniz meşhur olan bir değiş de dendiği gibi: Sevdiğini alamamışsan ,alacağını seveceksin durumu değildir aşk. "Aşka dair hiçbir anın yoksa eğer, yaşlılığın zor geçecektir." Aşk yeni dikilen Tütün fidesine verilen can suyu gibidir. Olmasa ölür olursa öldürür tutkununu.. Tevekkül, kader ve hayatı olduğu gibi kabullenmeye karşı çıkan Batı kültürü insanının, karar alıcı genlerine başvurarak kader ve azmi, korku ve ümidi dengeli götürüp hayallere yelken açarken kurallara başkaldırının zaferimi aşk. 'Aşk'ı, yüceleştirmenin yanında aşık insanı parçalara ayırıyor ve makineli tüfek misali kesintisizce, aşka dair rahatsız edici soruları sıralıyor vicdan denen şaşmaz matbaasından. Yıllar içinde aşkın birikimi arttıkça son bedelin çok ağır olacağını unutmayalım! Saf aşk varsa, fatura büyük olacaktır... Aşk'ın saflığını sorgulasa da, başkası için yaptıklarımızın, onun için ne hissettiğimizden daha önemli olduğunu unutmayalım. Diğer bir deyişle, aşk sözlerle değil, eylemle zirve noktasına ulaşıyor. Ayrıca; ölüm, yalnızlık korkusu, yaşlılık sorunları ve Batı'daki dış dünyanın acımasızlığı ile Batı burjuva kültürünün yapaylığı üzerine anlaşılabilecek bir durum değildir aşk. Aşk Profesyonellikten uzak ,doğaçlama ve zevk merkezli olmayan bir durumdur. Aşk tasavvufla zirve noktasına ulaşmış; Gelse Celalinden Cefa Yahut Cemalinden Vefa İkisi de Cana sefa ,Kahrın da Hoş Lutfun da Ya da Cânân dileyen dağdağa-yı câna düşer mi, Cân isteyen endişe-i cânâna düşer mi; Girdik reh-i sevdaya cünûnuz... Bize gurur lâzım değil, Ey dil ki bu iş şâne düşer mi Fuzüli Ya da AŞK Acısı taşımayan Yürek ; Ya Deliye aittir Ya Ölüye. ... Biz sevdik mi yer oluruz Biz sevdik mi sel oluruz Biz sevdik mi lal oluruz Biz sevdik mi katıksız bal oluruz. Edep bilenler başkadır Canı ruhu yanmış aşıklar başka. Aşka yanmalı can dediğin Ya canan olmalı; ya da canını almalı Yar 'diyemezsin ki yanından ayrılıp unutan vefasıza. Aşığa bir anlık ayrılık bir yıl gibi gelir bilene... Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; Çünkü söz yürekten gelir dilden çıkar. Mevlana Yrd.Doç.Dr. Ömer DOĞRU Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı
|
2070 kez okundu
YorumlarMuhteşem 02/07/2015 12:00 Cânân dileyen dağdağa-yı câna düşer mi,
Cân isteyen endişe-i cânâna düşer mi;
Girdik reh-i sevdaya cünûnuz...
Bize gurur lâzım değil,
Ey dil ki bu iş şâne düşer mi Fuzüli Omur Alpaslan Aşka Dair 02/07/2015 12:49 Hocam bu yazınızın özetini bizim derste anlatmıştınız o zaman not almadığım için çok kızmıştım kendime paylaştığınız için çok teşekürler Misafir - Aşk ve İnsan 02/07/2015 12:45 hocam tek kelimeyle muhteşem
AŞK Acısı taşımayan Yürek ;
Ya Deliye aittir Ya Ölüye. ...
Biz sevdik mi yer oluruz
Biz sevdik mi sel oluruz
Biz sevdik mi lal oluruz
Biz sevdik mi katıksız bal oluruz.
Edep bilenler başkadır
Canı ruhu yanmış aşıklar başka. Misafir - 02/07/2015 10:32 Gelse Celalinden cefa,
Yahut Cemalinden vefa,
İkisi de cana sefa,
Kahrında hoş lûtfunda <3 Nilay Akduman |