Çocuk ve Ergenlerde Cinsel İstismar ve Tedavisi Çocuk neyi nasıl anlatacağını bilemediği gibi istismarcı çoğu zaman ona veya aile bireylerine zarar vereceğini söyleyerek tehdit eder yahut sen anlatsan da kimse sana inanmaz edasını takınır. O yüzden mutlaka sorgulamadan yargılamadan sohbet ve oyun havası içinde dinlenmeli ve asla suçlanmamalı tehditler savrulmamalı. Konu uzmanınca da teyit edildikten sonra mutlaka hukuki boyutunu da işin içine katarak istismarcının cezasını çekmesi sağlanmalıdır. Cinsel istismarın klinik özellikleri ve çocuk üzerindeki etkileri çocuğun istismarcı ile olan ilişkisine, istismarın şekline, süresine, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun yaşı ve gelişim basamağına ve travma öncesi psikolojik gelişimine bağlı olarak değişmektedir. Cinsel istismar öyküsü anksiyete, depresyon, madde bağımlılığı, intihar davranışı, borderline kişilik bozukluğu ve post-travmatik stres bozukluğunu içeren psikiyatrik bozukluklarla sonuçlanabilmektedir. Kişiler arası ilişki kurma ve sosyal ilişkileri sürdürme becerisi ve benlik saygısı cinsel istismardan olumsuz etkilenmektedir. Çocukluk çağı cinsel istismarı ile cinsel yönden riskli davranış gösterme arasında da anlamlı ilişki saptanmıştır. Çocuğun cinsel istismarında istismarla birlikte yaşanan travmatik cinsellik, ihanete uğramışlık hissi, güçsüzlük ve damgalanma gibi dört travmatik dinamik yer alır. Travmanın kendisi psikolojik ve davranışsal sonuçlara neden olurken, erken travma ayrıca olumsuz biyolojik etkilere de yol açabilir. Davranışsal değişiklikler ile ilişkili belirti ve bulgular yaşlara göre farklılıklar göstermektedir. Yaşlara göre gözlenen davranışsal değişiklikler şunlardır: Okul öncesi çocukların bilişsel ve dil gelişiminin yeterli olmaması nedeniyle değerlendirilmeleri güçtür. Bu çocuklarda bu tür yaşantıları oyunlar veya fantezilerle açığa çıkarmak mümkün olabilir. Bebeklik - 4 Yaş:
4 - 6 Yaş:
7 - 12 Yaş:
Ergenlerde: Cinsel istismara uğrayan gençler üç temel belirti ile dikkati çeker: 1-Davranışsal değişiklikler: Okul başarısında düşme, korku (özellikle yetişkinlerden), üzgün ve çökkün duygulanım, travma sonrası stres bozukluğu belirtileri, yaşa uygun olmayan davranışlarda artma (anne ya da abla davranışı gösterme), cinsel konulara aşırı ilgi, cinsel saldırganlık (başkalarını cinsel ilişkiye zorlama), aşırı veya açıkta mastürbasyon, evden kaçma veya eve gitmede isteksizlik, duygulanımda dalgalanma, kendine zarar verme, intihar girişimleri, ilaç ve alkol kötüye kullanımı, uygunsuz cinsel davranışlar (flörte erken başlama, kışkırtıcılık, arkadaşlarını cinsel ilişkiye zorlama), davranış bozuklukları (okuldan ve evden kaçma, yalan söyleme, çalma ve saldırgan davranışlar) 2-Genital-rektal veya diğer tıbbi yakınmalar: Cinsel organların çevresinde sıyrıklar, kaşınma, ağrı, yırtılmış vajina veya anal kanama, yürüme ve oturmadaki güçlük, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, penis iltihabı veya vajinal akıntı durumları 3-Uygunsuz cinsel ilişkinin açıklanması Bu tip belirtilerle karşılaştığınızda mutlaka bir çocuk ergen psikiyatristi ve psikoloğundan destek almalısınız. Cinsel istismara uğrayan kişi kaç yaşında olursa olsun ciddi bir psikolojik travma yaşar. Çocuk ve ergenlerde travma tedavisinde yaşa, bilişsel gelişim düzeyine ve travmanın üzerinden geçen süreye bağlı olarak EMDR (göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme), oyun terapisi ya da monodrama gibi tekniklerden yararlanılabilir. Önemli olan çocuklarımızı bu tür sıkıntılardan kurtarmak ve bulaşmamasını sağlamaktır. Unutulmamalıdır ki istismar sadece fiziksel değil psikolojik ve görsel davranışlarla da olmaktadır bu durum ne kadar uzun sürerse çocuktaki tramva o kadar büyük ve yıkıcı olur..Bunun için de çocukluktan itibaren çocuklarımıza mahremiyet, mahrem alanın korunması, bunun için gerekli eğitimler verilmeli ve anne babalar da buna uymalıdır. Çocuklarımızı dudaklarından öpmemeliyiz, özel bölgelerine dokunmamalıyız ve başkalarının onu zorla öpmesine müsaade etmemeliyiz. Çünkü çocuk bunu zamanla normal karşılayacak duruma gelir ve gerekli tepkiyi veremez hala gelir.Giyinip soyunurken hem kendimiz dikkat etmeliyiz hem de onların özen göstermelerini sağlamalıyız. Sağlıklı ve özgür bireyler yetiştirmek umuduyla… Yrd.Doç.Dr.Ömer DOĞRU Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı |
1294 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |