• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dogruterapimerkezi1
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905415447199
  • https://twitter.com/dogruterapi_mkz
  • https://www.instagram.com/dogruterapimerkezi/
  • https://www.youtube.com/watch?v=kRrNYTwi6Bk

Ömer Doğru

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

Site Haritası
Saat
Takvim
<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-2967709272430144"
     crossorigin="anonymous"></script>

Kayıp Çocuklar
Türk toplumu gelenek ve inançlarından uzaklaşıp kendine yabancılaştığı bir ortamda sosyal medyanın yıkıcılığı basının ve film sektörünün yıkıcı ve tahrip edici gücü karşısında eriyen aile mefhumu ve sapkın davranışların hortlaması. Türk aile yapısına tamamen ters ve sapıkça davranışların meşru gösterilip beğenilen sanatçıların eliyle servis edilmesi. Bir dizide ünlü sanatçının yengesiyle baldızıyla ilişki yaşaması ve bu sahnelerin izleme rekorları kırması…Başka bir dizide küçük liseli bir kızın yaşlı ve zengin bir adamla ilişki yaşaması ve bunun topluma masum bir aşk gibi lanse edilmesi çok bilinçli ve tahripkar bir durumdur. Toplumun algı şifrelerinde bu kadar güzel ve ünlü bir insan yapıyorsa çok da kötü değildir kodları yerleştirilmekte. Tıpkı uyuşturucu operasyonlarında emniyetin de yapmış olduğu yanlışlarla ünlü, güzel ve yakışıklı sanatçılarını reklamının yapılırcasına teşhir edilmesi. Onlara hayranlık duyan kesimlerin onun yaptığı her şey iyidir mantığına bürünmesi gibi vahim ve zehirleyici bir öğreti yayılmaktadır bilinçaltımıza.
Çocuklara karşı aşırı ve sapkın davranışlar sergileyen insanların psikolojik durumunu incelediğimizde karşımıza şu kaide çıkmaktadır
’’Çocuklar Problem üretmezler, onlar anne ve babalarının üretmiş olduğu sorunun sonucunu yansıtırlar’’
Biz toplum olarak sebeplerle çok uğraşmayız sonuç odaklı bir zihniyete sahip olduğumuzdandır ki bulduğumuz çözümler kalıcı ve tedavi edici değil.
Görünen o ki; bu tür olayları daha da konuşacağız... İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 5 bin 681 çocuk kayıp. Türkiye’de ortalama ayda 2 bin 500 - 3 bin çocuk çeşitli nedenlerle kayboluyor veya kaçırılıyor. Geçen Mart ayında ise 4 bin 85 çocuk için kayıp başvurusunda bulunuldu. Bu çocukların 215’i bulunamadı. Sadece geçen yıl yaşam hakkı ihlal edilen en az 633 çocuk hayatını kaybetti.
Dolayısıyla çocuklara yönelik, çoğu ölümle sonuçlanan şiddet olaylarında son yıllardaki artış haliyle toplumda “Ahlaki (Moral) Panik yaratıyor. Yani tehdit olarak görülen, sapkın davranış sergileyen bireylere ya da bir gruba karşı toplumsal tepki, bu da toplumsal endişe ve histerinin oluşmasına neden olmakta. 
Tehdit altında olmak! 
Peki, medya olarak ne yapılıyor? 
Bir iletişimci olarak  bu soruyu çocuk odaklı haberlerin sunumunun ‘uzmanlık alanı’ gerektirdiğini hatırlatarak başlamalıyım. Çocuk odaklı haberlerin sunumuna dikkat etmediğimizde ‘Ahlaki Panik’ aşırıya kaçan düşünceleri ve eylemleri de beraberinde getirebilir. Ailelerin ya da çocukların kendilerini sürekli tehdit altında hissetmelerine de yol açabilir. 
Bu paniği azaltmanın yolu medyanın çocuk odaklı haberlerde haberi sunuuş şekli ve kullandığı fotoğraflarda kendini gösteriyor. Birincisi öykü haline getirilen haberde çocuğu ya da aileyi öykünün odak noktası haline getirmek haberi daha ilginç hale getirebilir ama sorunu çözmüyor. Öyle ki; tecavüze uğrayan ya da cinayete kurban giden çocukların fotoğraflarının veya görüntülerinin sürekli olarak seyirciye sunulması da pedofilleri uyaran bir nitelik kazanabilir.  
IPS iletişim Vakfı’nın (BİA) hak haberciliği çalışmalarının ürünü “Çocuk Odaklı Habercilik” kitabı da medya açısından önemli rehber oluşturuyor. Buna göre: Fiziksel veya psikolojik zarar, yaşam boyu istismara, kendi çevresinde ayrımcılığa veya dışlanmaya maruz kalma gibi durumlar dahil olmak üzere çocuğun olumsuz tepkilere uğramasına yol açabilecek kategorileştirmelerden veya betimlemelerden kaçının. 
Zarar görme riskinin fiilen veya potansiyel olarak var olduğu belirli koşullarda çocukların adlarını değiştirin ve görüntülerini gizleyin. Belirli durumlarda, çocuğun kimliğini, adının ve/veya teşhis edilebilir görüntüsünün kullanılması çocuğun yararına olabilir. Bununla birlikte çocuğun kimliği kullanıldığında bile ilgili çocuk herhangi bir zarara karşı korunmalı, damgalanma veya dışlanma gibi durumlara karşı desteklenmelidir. Çocuğun risk altında olup olmadığı konusunda kuşkular varsa haber ne kadar çarpıcı olursa olsun tek bir çocuktan söz etmek yerine çocukların içinde bulundukları genel durumu dile getirin. Çocuklara uygulanan şiddetin ayrıntılarına girmeyin...
Yrd.Doç.Dr. Ömer DOĞRU 
Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı
  
663 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam20
Toplam Ziyaret198460
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Hava Durumu

<script data-ad-client="ca-pub-2967709272430144" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>