• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/dogruterapimerkezi1
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905415447199
  • https://twitter.com/dogruterapi_mkz
  • https://www.instagram.com/dogruterapimerkezi/
  • https://www.youtube.com/watch?v=kRrNYTwi6Bk

Ömer Doğru

Aile Danışmanı & İletişim Uzmanı

Site Haritası
Saat
Takvim
<script async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js?client=ca-pub-2967709272430144"
     crossorigin="anonymous"></script>

Anasayfa

Kişiliğimiz içsel ve dışsal dünyamızla ilişkimizin nasıl olacağını ne şekilde olacağını belirler. Bunu bir etkileşim ve iletişim aracına benzetebiliriz. Hepimizin atamızdan ailemizden bize aktarılan genetik özelliklerimiz vardır. Bize aktarılan bu mirasın kişiliğimizdeki görüntüsüne MİZAÇ diyoruz. Fark ederiz kimimiz daha neşelidir kimimiz daha asabi, kimimiz çevremiz tarafından çok sakin olarak adlandırılırız.   Mizacımızı bu iletişim ve etkileşim aracının temel taşı olarak görebiliriz. KARAKTER ise bu temel üstüne inşa edilen bir yapıdır. Bu yapı;  neyi nasıl gördüğümüz ve değerlendirdiğimiz, etrafımız ve kendimiz hakkında neye inandığımız, düşüncelerimiz, olaylardan çıkardığımız sonuçlar ve öğrendiklerimiz, inançlarımız ve kurallarımızın bir örüntüsüdür. Karakterimiz sürekli gelişebilmekle birlikte, çocukluk döneminde bu gelişimin daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Kişiliğimiz ise mizacımız ve karakterimizin birleşimidir.
14.06.2021
Yeterince cesur olamazsanız hayatı sadece seyredersiniz.. gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgar fayda gelmez demişti  Nietzsche Her kararınız her duruşunuz her gittiğiniz yolun rotasını belirleyen en önemli unsurdur makul cesaret,farkındalıkla gösterilen sabır ve onurla gösterilen tavır. Bu seni sen yapan özel ve değerli bir hazinedir yerinde kullanırsan mutlu eder zamansız kullanırsan eyvahlara ve keşkelere boğar hayatını. Her insanın üç kişiliği vardır. Olduğu Kişilik Olmak İstediği Kişilik Yansıttığı Kişiliğimiz Hepimizin içinde yaşayan, zihinlerimizi kurcalayan, mutsuzluklarımıza yol açan, mutluluklarımızı gölgeleyen, motivasyonlarımızı sağlayan, içimizdeki büyük savaş. Bazen bir şarkı ile bizleri uzaklara götüren, bazen bir kızgınlık anında içimizi burkan, sevincimizi boğazımızı düğümleyen hüznümüz…
07.06.2021
Adölesan dönemi en basit tanımıyla, çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemidir. Adölesan süreci içinde kazanılan özellikler, bireyin nasıl bir erişkin olacağını belirler. Bu dönemde hem fiziksel ve cinsel hem de psikolojik değişim ve gelişme gözlenir. Adölesan yaş grubu için bazı yaş sınırlamaları getirilmeye çalışılmışsa da, dönemi kesin yaş ile ayırmak oldukça zordur. Bu dönemin kendine has özellikleri vardır. Bazı hastalıklar, hayatın diğer dönemlerinden daha sık gözlenir (kansızlık, guatr, çocukluk çağı diyabeti, bazı kemik tümörleri, bazı kan hastalıları, ortopedik sorunlar gibi). Psikolojik sorunlar ve bunlarla baş etmede zorluklar, yine adölesan döneminde sık rastlanılan durumlardır. Bu dönemde aileye, adölesanla ilişkileri yönünden oldukça fazla iş düşmektedir. Dünya Sağlık Örgütü 10-19 yaş grubunu "adölesan yaş grubu", 15-24 yaş arasını da gençlik dönemi olarak tanımlamaktadır.
31.05.2021
Kaygılanmak Normal midir?  Kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir. Yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir.   Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?  Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller.
12.05.2021
Iletişimin bir çok yöntemi ve şekli vardir. Ama en önemli Iletisim kişinin kendisiyle olan iletişimidir. İletişiminin olmasının ön koşulu iletişimde bulunacak bir canlı varlığın varoluşudur, Çünkü iletişimin başlangıcı ve bitişi canlı varlığı gerektirir. Bu yazıda insan iletişimi ele alındığı için, insanın var oluşu iletişimin ön koşuludur. İnsan varlığın ilk iletişimi kendisiyle olan "kendiyle iletişimdir." Eğer iletişimde iletiyi ileten ve alan aynı kişiyse, buna insanın kendisiyle iletişimi deriz. Yaşanan dünyada nitelik ve nicelik bakımından en sık, çok ve yoğun olan iletişim insanın kendisiyle olan iletişimidir. Bu iletişim uyku dışında kesintisizdir. İnsanın kendiyle iletişimi kendi varlığını anlamasıyla başlar. Bebeğin anne karnındaki oluşum sürecindeki iletişimi kendi kendine iletişimin başlangıcı olarak niteleyebiliriz. Benzer biçimde, anne karnı ortamı içindeki hareket ve davranış biçimleri, bu kendiyle iletişimin kendi ortamına uzamasıdır.
02.05.2021
 4  ...

Son Güncelleme: Bugün

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam131
Toplam Ziyaret198706
Üyelik Girişi
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Hava Durumu

<script data-ad-client="ca-pub-2967709272430144" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>